--

40-50 gramlık bir canlı bile insanın her şeyi olabiliyormuş…
Ortalama olarak 7 yıldır bizimle olan ve yedi yaşından daha büyük olduğunu tahmin ettiğim 7 yıl boyunca her günüm onunla geçmiş olan muhabbet kuşum artık yok.

Her gün, her sabah onunla konuşarak güne başlayıp, onunla konuştuktan sonra uykuya dalardım. Sabah gürültüyle bazen beni uyandırırdı ama bir zaman sonra artık kuş sesine karşı alışmıştım ortalığı gürültüden çınlatsa bile ben sesi fark etmiyor, rahatsız olmuyordum bile. Şimdi odamda gerçekten derin bir sessizlik var. Minicik sadece yemek yiyip, belli belirsiz öterek neşe saçan bir canlıya ne kadar da bağlanmışım oysa. Bazen yaptığı aşırı gürültüye kızsam da onu çok seviyordum.

Yıllar boyunca her günüm onunla konuşarak; hatta o anlamasa bile onunla kavga ederek, canım sıkıldığında sıkıntımı ona anlatarak geçti. Bu durumu iyice aşmış ve eve geldiğimde ona da selam verir olmuştum. Ailenin bir bireyi gibiydi artık.

En iyi küçük dostumdun.

Çok cana yakın değildin, hep kafesten bizi izlemeyi tercih ediyordun ama seni çok seviyorduk. 7 yıl boyunca onlarca insan tanıdım, onlarca kere üzüldüm, sevindim. Hatta liseyi, üniversiteyi bile bitirdim ve sen hep oradaydın. Herkes gitti ama sen hep oradaydın. Şimdi neden orada değilsin? Beraber paylaştığımız bu oda cidden artık çok büyük ve sessiz gelmeye başladı bana artık. Niye gittin be?

Bazı şarkıları çok sever eşlik ederdin, bazılarını ise hiç sevmez ve o şarkıyı bastıracak şekilde bağırırdın ama son iki gündür o çok sevdiğin “Billie Jean” bile senin neşeni getiremedi. Sonrasında ise…


(geçmiş günlerden birisinde resmen “Yem ver lenn” bakışın.)

Seni çok seviyorum, umarım güzel bir hayat geçirmeni sağlayabilmişimdir.

Bir eşyayla bile duygusal bağ kurarak ona zarar geldiğinde üzülürken senin yokluğuna nasıl alışacağımı bilmiyorum.

Bu yazıya 8 kişi yorum yapmış

  1. şafak güler Bu yorumu yanıtla

    benimde sizinki ile aynı renklerde aşkım adında bir muhabbet kuşum vardı. yıllarını bizimle geçirdi. öyle bir duruma gelmiştiki, camlar açıkda olsa kaçmıyordu, konuşmayı sökmüştü, çay içtiğimizde bizden çay istiyordu, yani kısaca evden biri gibiydi. bu tecbüreyi yaşamamışlara yazdıklarım saçma gelebilir ama, muhabbet kuşu deyip geçmeyin. inanın zamanla evden birisi gibi oluyorlar

    • Batuhan Bu yorumu yanıtla

      Çok şirin, arkadaş canlısı ve oyuncu canlılar insan çok fazla bağlanıyor maalesef… Dediğiniz gibi evden birisi oluyorlar.

  2. Kerim Tuncer Bu yorumu yanıtla

    Hayvan sevgisi çok farklı bir şey. Benim de muhabbet kuşlarım vardı. İşlerimin yoğunluğu nedeniyle bir süreden sonra yeteri kadar ilgi gösteremediğimden dolayı ilgilenebilecek ve sevecek birisine verdim. Onlar evden gittikten sonra adeta boşlukta oldum. O alıştığım kuş sesi, olur olmaz yerlere pisleyişleri artık yoktu. Çok üzülmüştüm.

    Geçmiş olsun dostum.

    • Batuhan Bu yorumu yanıtla

      Evet o bahsettiğiniz boşluk gerçekten çok kötü, halen odamın sessizliğine alışabilmiş değilim. Teşekkür ediyorum.

Yazı hakkında görüşlerinizi hemen alttaki kutuya yazazarak gönderebilirsiniz. (Yorumlarınız onaylandıktan sonra görünecektir)